Andres Agustin Fuentes Martinez
COP28 Başkanı’nın iddialarının aksine ECO, bilimin fosil yakıtları üretmeye ve yakmaya devam ettiğimiz sürece ısınmanın devam edeceğini açıkça ortaya koyduğunu biliyor.
ECO olarak, müzakerecilere dünyanın tüm fosil yakıtlardan aşamalı olarak çıkmayı kabul etmesi ve de bu çıkışın hakkaniyetli bir çıkış olması gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Ayrıca, bir çukura düştüğünüzde yapmanız gereken ilk şeyin kazmayı durdurmak olduğunu da hatırlatırız. İçinde bulunduğumuz fosil yakıt çukurunda, fosil yakıtlardan çıkmanın ilk adımı, fosil yakıt üretimi ve altyapılarını artırmak değil, bunları durdurmak.
Ancak geleceğimizi korumak için fosil yakıt pompalamayı acilen durdurmamız gereken bir dönemde, iklim krizinde tarihi sorumluluğu olan zengin ülkelerden oluşan küçük bir grup, petrol ve gaz üretimini büyük ölçüde artırmayı planlayarak yangına körükle gidiyor ve 1,5°C derece hedefini daha da fazla tehlikeye sokuyor.
Görünen o ki, bu beş ülke (ABD, Kanada, Avustralya, Norveç ve Birleşik Krallık) 2050 yılına kadar çıkarılacak yeni petrol ve gazın yarısından fazlasına (%51) sahip olacak.
Planlanan tüm yeni petrol ve gaz projelerinin üçte birinden fazlası ABD’de yer alıyor. Bunun özellikle altını çizmek istiyoruz zira ABD Kayıp ve Hasar Fonu’na 17,5 milyon dolar gibi cüzi bir miktar vereceğini açıklarken, sadece 2023 yılında fosil yakıt projelerine 1,7 milyar dolar kamu finansmanı ayrılmasını onayladı.
Bu ülkeler, fosil yakıt üretiminin küresel ölçekte hızlı ve adil bir şekilde sonlandırılmasına öncülük etmek için hem en geniş mali olanaklara hem de tarihsel sorumluluğa sahip. Oysa bu ülkeler küresel 1,5°C derece hedefini tehlikeye sokan ülkelerin en başında geliyor. ECO, hem zengin hem de iklim krizinden birincil derecede sorumlu olan ve iklim lideri olduklarını iddia eden bu ülkelerin daha fazla fosil yakıt üretmeye devam ederken diğer ülkelerden fosil yakıt üretimini durdurmalarını istemelerinin affedilecek bir tarafı olmadığını düşünüyor.
Bu beş ülke bilime kulak verip tüm yeni petrol ve gaz projelerini durdursaydı, 620’nin üzerinde yeni kömür santralinin ömür boyu emisyonuna eşdeğer olan 100 milyar tonluk bir karbon kirliliği önlenebilirdi.
Rekor kıran sıcak dalgaları… Ölümlere sebep olan seller… Zehirli hava… Güvenli ve yaşanabilir bir gezegen istiyorsak fosil yakıtlardan çıkmamız gerektiğini artık çok açık ve net olarak görebiliyoruz. Ama buna rağmen, fosil yakıt sektörü ve bu sektörü destekleyen hükümetler daha da fazla petrol ve gaz çıkarmaya devam ediyor, sektörü büyütüyor, bize yalan söylüyor ve iklim liderliği kisvesi altında ölümlerden kâr elde diyor. Bu iş böyle devam etmemeli.
Fosil yakıtlardan aşamalı çıkış hayal değil, şu anda bunu gerçekleştiren ülkeler var.
Beyond Oil and Gas Alliance (Petrol ve Gazın Ötesi İttifakı) ülkeleri ve bir Fosil Yakıtların Yayılmasını Önleme Anlaşması için müzakere masasına oturmak isteyen ülkeler, petrol ve gazın yerin altında bırakılması yolunda doğru adımlar atıyor. Bu ülkeler arasında Kolombiya gibi fosil yakıta bağımlı ülkeler de bulunuyor. Bu liderlik örneğini tüm ülkelerin göstermesi gerekiyor.
COP28’de ülkeler, yeni fosil yakıt projelerinin derhal durdurulması ve tüm fosil yakıtlardan hızlı, tam, adil ve finanse edilen bir çıkış yapıp yenilenebilir enerjinin hızlı bir şekilde devreye alınması konularında acilen fikir birliğine varması gerekiyor. Hükümetler, koydukları 1,5°C derece hedefini tutturmak istiyorlarsa, Karbon Yakalama (CCS) gibi karbon azaltma teknolojilerinin arkasına saklanmadan fosil yakıt üretimi ve kullanımını sonlandırmaları ve yenilenebilir enerji üretimi ve tüketimini yaygınlaştırmaları gerekiyor.
BUGÜNÜN EMİSYONLARI YARININ ÖLÜMLERİ
Greenpeace Hollanda tarafından bugün yayınlanan son derece can sıkıcı bir araştırmaya göre, BP ve TotalEnergies’in de aralarında bulunduğu büyük petrol ve gaz şirketlerinin tek bir yılda açığa çıkardıkları emisyonlar, 2100 yılına kadar aşırı sıcak ve soğuk havaya bağlı en az 360.000 erken ölüme neden olabilir.
“Bugünün Emisyonları, Yarının Ölümleri” isimli rapor, Avrupa’nın dokuz büyük petrol ve gaz şirketinin (Shell, TotalEnergies, BP, Equinor, Eni, Repsol, OMV, Orlen ve Wintershall Dea) kendi bildirdikleri 2022 emisyonları inceleyerek, sera gazı kirliliğine bağlı önlenebilir ölümlere dair hazin gerçeği ortaya koyuyor.
Greenpeace Hollanda Kampanya Sorumlusu Lisa Göldner yaptı açıklamada, “Fosil yakıt şirketleri göz göre göre cinayet işleyip, cezasız mı kalıyor? Sadece bir yıllık emisyonlarıyla yarattıkları ölümcül etkiler bu yüzyılın sonuna kadar devam edecek. Dolayısıyla fosil yakıt sektörü, fosil yakıtları bugünkü miktarlarda çıkarmaya ve yakmaya devam ederse, dünyanın her köşesinde milyonlarca erken ölüme neden olabilirler. Fosil yakıtlardan çıkmak bir ölüm kalım meselesi, bu nedenle hükümetlerin yeni fosil yakıt projelerini yasaklamak ve fosil yakıt sektörünü kendi emisyonlarını hızla azaltmaya zorlamak için hemen harekete geçmeleri gerekiyor” dedi.
Toplamda 2,7 milyar metrik ton CO2’yi bulan emisyonların, aşırı sıcak ve soğuk havaya bağlı en az 360.000 erken ölüme yol açacağı tahmin ediliyor. Ancak hava kirliliği ve aşırı hava koşulları gibi ek riskler bu tahmine dahil edilmemiş. Gelişmekte olan ülkelerin iklime bağlı kayıp ve hasar maliyetinin 2030 yılına kadar 400 milyar ABD doları kadar olabileceği tahmin ediliyor ve bu endişe verici gidişat bu rakamı daha da artırabilir.
Uganda’nın önde gelen iklim adaleti savunucularından Vanessa Nakate, özellikle Afrika gibi iklim etkilerinden hemen zarar görebilecek bölgelerde fosil yakıt bağımlılığın acilen durdurulması gerektiğini vurguluyor.
Artık hızla harekete geçilmesi şart. Greenpeace, yeni fosil yakıt projelerinin derhal durdurulması çağrısında bulunuyor ve fosil yakıt şirketlerinin vergileri artırılarak toplanan paranın iklim finansmanı ve Kayıp ve Hasar Fonu için kullanılmasını gerektiğini savunuyor.
Buna paralel olarak, bağımsız hukuk uzmanları, bazı Avrupa ülkelerinde fosil yakıt şirketlerine insan hayatını tehlikeye atmaktan dolayı dava açılmasının yasal yolları olduğunu vurguluyor. Bugüne kadar yeterince bu tür dava açılmamış olsa bile, iklim kriziyle mücadele açısından son derece önemli sonuçlar vaat eden bir uygulama. Bağımsız hukukçuların bulguları, yine bugün Greenpeace Hollanda tarafından yayınlanan “İklim Cinayeti” isimli hukuki analiz raporunda yayınlandı.
Bu açıklama, COP28’in fosil yakıtlardan kesin bir şekilde çıkılması, yeni sondaj projelerinin yasaklanması ve iklim etkileriyle boğuşan gelişmekte olan ülkelere verilen desteğin artırılması konularında karara varmasının aciliyetini bir kez daha vurguluyor.
ECO bültenlerinden Avrupa İklim Eylem Ağı’nın (CAN Europe) seçtiği başlıkları Ayşe Bereket çeviriyor. ECO BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) toplantılarında Uluslararası İklim Eylem Ağı’nın (CAN International) tarafından yayınlanıyor.