Astım, hava yollarının daralıp şişmesiyle karakterize kronik bir solunum hastalığıdır.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Adem Dirican, astımın yaşam kalitesini düşürdüğünü ve iş veya okul performansını olumsuz etkilediğini söyledi.
Adem Dirican, “Astım hastalarının yüzde 80’i uyku kalitesinden, yüzde 40’ı da meslek seçiminden ödün vermek zorunda kalıyor” dedi.
Dr. Öğr. Üyesi Adem Dirican, astımın belirtileri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Astımın, hırıltı, hışıltı, nefes darlığı ve öksürük gibi solunum sorunlarına yol açtığını anlattı.
Adem Dirican, “Astım, egzersiz yaparken daha da kötüleşir, sosyal hayatı bozar, psikolojik problemlere neden olur. Bazı durumlarda hastaneye yatış gerektirebilir veya ölümcül olabilir. Bu yüzden astım, ciddiye alınması ve iyi bir şekilde izlenmesi ve tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de yaklaşık 4-5 milyon astım hastası olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Astım hastalarının yüzde 80’i astım yüzünden uykusuz kalırken, yüzde 40’ı da astım yüzünden istedikleri işi yapamıyor” diye ekledi.
“TANI İÇİN SADECE TESTLERE GÜVENMEK YETERLİ DEĞİLDİR”
Dr. Öğr. Üyesi Dirican, astım tanısının çoğunlukla hastanın öyküsüne dayandığını belirtti.
Dr. Öğr. Üyesi Dirican, “Solunum fonksiyon testleri de tanıyı doğrulamak için kullanılır. Hastanın semptomları olmayabilir ve solunum sistemi muayenesi normal çıkabilir. Bu durumda, astım tanısı ekarte edilemez. Astımı tetikleyebilecek ev içi veya ev dışı çevresel alerjenler arasında solunum yolu enfeksiyonları, mantarlar, ev tozu akarları, hamam böcekleri, ev hayvanları ve salgıları, polenler sayılabilir. Bunun yanı sıra, mesleki kimyasallar veya alerjenler; ortam değişikliği yapmak, sigara içmek, güçlü kokulara maruz kalmak, partikül, toz, buhar ve gaz soluyarak; korkmak, sinirlenmek, çok gülmek veya ağlamak gibi duygusal faktörler; aspirin ve bazı iltihap önleyici ağrı kesiciler; paketli gıdalarda bulunan katkı maddeleri ve koruyucular; soğuk havada bulunmak gibi hava koşullarındaki değişimler; adet dönemi, hamilelik, tiroid hastalıkları gibi hormonal değişiklikler de astımı tetikleyen durumlar arasındadır” dedi.
“ALERJİ DERİ TESTİ YAPTIRILABİLİR”
Dr. Öğr. Üyesi Dirican, astımın alerjik bir temeli olup olmadığını anlamak için ilk olarak alerji deri testi yapılması gerektiğini söyledi.
Dirican, “Bu testin sonuçlarına göre korunma önlemleri alınabilir. Deri testleri pozitif çıksa bile astım tanısı kesin değildir, ancak semptomları olan hastalarda tanıyı güçlendirir. Hastaya uygun bir tedavi ile solunum sistemi normal hale gelebilir. Astım tedavisinin ana unsuru eğitimdir. Eğitimde, hasta hastalığı hakkında bilgilendirilir, astım ilaçlarının nasıl ve ne zaman kullanılacağı hastaya detaylı ve pratik olarak gösterilir. İlaç tedavisinde, solunum yollarındaki iltihabı azaltmak için en çok kullanılan ilaçlar inhaler steroidlerdir. Bu ilaçlar solunum yolu ile verilir. Etkili bir tedavi ile solunum sistemi bulguları tamamen iyileşir” diye açıkladı.
“ÇABUK ETKİLİ İLAÇLARA KANILMAMALI”
Dirican, astım tedavisinde iki çeşit ilaç kullanıldığını belirtti:
“Kontrol sağlayan ilaçlar, astım belirtilerine neden olan hücrelerin solunum yollarında birikmesini önler. Kurtarıcı ilaçlar ise, solunum yollarını çevreleyen kasları gevşeterek solunum yollarını birkaç dakika içinde açar. Buradaki en büyük yanlış, çabuk etkili ilaçların sadece bir kısmının kullanılmasıdır. Bu, hastalığın ilerlemesine ve kontrolünün zorlaşmasına neden olur. Bu tedavi, astımı alerjik rinit ile birlikte olan ve astımı ağır olmayan hastalarda uygulanabilir. Cilt altı ve dil altı şeklinde uygulanan yöntemler vardır. Son zamanlarda tablet şeklinde de kullanılmaktadır.”