İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden bazı araştırmacılar, Şemdinli-Yüksekova fay hattını inceledi.
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Öztürk, Prof. Dr. Nurullah Hanilçi ve ekibi, fay hattının geçtiği yerleşim yerlerine gitti ve burada önemli incelemelerde bulundu.
Araştırmaya 20 Nisan tarihinde başlayan ekibin araştırmaları, bu fay hattının uzun bir süredir sessiz kalmış durumda olduğunu ve geçmişte kaydedilmiş bir verisi bulunmadığını ortaya koydu.
Yapılan çalışmalarla fay hattının yaşını belirlemeye yönelik örneklemeler gerçekleştirildi.
Olası deprem riski analizi için veri sağlayacak
Öztürk’e göre, sismik aktivite ve yüzeydeki mineralli suların çıkışlarıyla belirlenen bu fay hattı, bölgedeki deprem riskinin boyutunu belirlemede önemli bir rol oynuyor. Bölgedeki fay hattının yaşını belirlemek için yapılan örneklemeler, olası bir deprem risk analizi için de veri sağlayacak.
“Fay yerleşim yerlerinden geçiyor”
Prof. Dr. Öztürk, fay hattının aktif olduğunu belirterek, “Şemdinli, Türkiye’nin en güneydoğu köşesinde yer alıyor. Şimdi oradan Yüksekova-Şemdinli fayı geçiyor. Bu fay aktif bir fay. Epey zamandır suskun depremselliğini aletsel ve dönemlerde bilmiyoruz. Yani kaydedilmiş bir aletin kaydettiği bir deprem yok burada. Tarihsel veri de yok. Yani tarihin de yazdığı bir ‘şu tarihte deprem oldu’ diye bir bilgi de yok burada. Ama oradan aktif fay geçtiğini biliyoruz. Nereden biliyoruz? Sismik aktiviteden biliyoruz. Hem de o yüzeydeki sıcak sulardan, mineralli suların çıkışlarından biliyoruz bunu. Bizim bu bölgede uzun süredir yürüyen projemiz var.
Şimdi biz bu çalışmamız için üniversiteden teknik kadromuzla beraber, akademisyenlerle beraber hafta sonu bu bölgede bir çalışma yaptık. Bu fayın yaşını bulmak üzere bir fay hattı üzerinde örneklemeler yaptık. Yani bu fay ne zamandan beri çalışıyor? Yaşı ne kadar? Onu bulmak üzere örneklemeler yaptık. Bunun için bölgede tam fay hattına gittik. Fayın nereden geçtiğine baktık. Fay ne yazık ki kısmen yerleşim yerinden geçiyor. Üzerinde yapılar var.” şeklinde konuştu.
“Burası uzun süredir suskun”
Prof. Dr. Öztürk, fay hattından çıkan sudan örnekler aldıklarını belirterek, “Şimdi biz bu çalışmamızda, yerel halkla da burada konuşma şansı bulduk. Eski fay hattından çıkan suyun ve bıraktığı çökeleklerin, -traverten diyoruz buna-, bu çökeleklerin olduğu noktalardan örnek aldık. Özetle bu fayın yaşını bulacağız. Bu bize sağ yanal yönlü fay sisteminin ne zamandan beri çalıştığını ve diğer segmentlerle beraber yaş ilişkisini ortaya koymamıza yarayacak. Burası uzun süre suskun bir nokta.
Söylediğim gibi aletsel ve tarihsel deprem datası yok elimizde. Yani 500 yıl önce kırıldığını bilmiyoruz. 1000 yıl önce kırıldığını bilmiyoruz. Yaşlılarla da konuştuğumuzda burada bir depremden bahsedemiyoruz ama fayımız var. O halde uzun süredir burada deprem olmamış ve bir riskin yoğunlaştığını, enerjinin biriktiğini bu alanda söyleyebiliriz.” dedi.
“Gözlemlerimizi değerlendireceğiz, makaleye dönüştüreceğiz”
Prof. Dr. Öztürk, fay hattının su çıkışlarında zehirli hidrojen sülfür gazı çıktığını ifade ederek, “Şimdi biz orada tabii su çıkışlarına baktık ve o su çıkışları gerçekten de cilt hastalığı için herkesin geldiği bir su. Bu suyun olduğu yeri de kapalı almışlar ve gazla çıkıyor. Kapalı alan bu gazın orada konsantre olmasına da sebep oluyor.
Kaymakamlığa da bu çerçevede bir yazı yazacağız. Buranın havalandırılması şeklinde halkın kullanımına sunulması için. Çünkü hidrojen sülfür gazı zehirli bir gaz. Böyle bir gaz çıkışının olduğu bir nokta burası. Yani 1-2 ay içinde yaşlarını alırız, gözlemlerimizi değerlendireceğiz, makaleye dönüştüreceğiz.” dedi.
Prof. Dr. Öztürk, Şemdinli-Yüksekova fayının deprem üretme riskini de açıklayarak, “Şemdinli-Yüksekova fayı burada. Yüksekova düzlüğünü görüyorsunuz, burada güneyini sınırlıyor, Şemdinli’den devam ediyor, Irak’a doğru uzanan bir fay. Yaklaşık 100 kilometre boyunda bir fay. Büyük kırıldığı zaman 7’lik deprem üretme potansiyeli olan bir fay.
Yalnız Şemdinli’de zemin yapısı daha iyiydi. Şemdinli sağlam zemine kurulmuş ama Yüksekova’da zemini daha sıvı. Olası bir depremde Yüksekova’nın Şemdinli’den daha fazla etkilenmesi yüksek olacak.” diye konuştu.
Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)