EYT-EF’nin Çığlığı: Emeklilerin Adalet İstediği Bir Türkiye İçin Mücadele
Sevgili okuyucularımız, siz de merak ettiğiniz soruları bana [email protected] adresinden iletebilirsiniz.
Bir ülkenin büyüklüğü, yaşlılarına gösterdiği saygı ile ölçülüyor derler. Ama günümüz Türkiye’sindeki manzaraya bakınca, içimiz acıyor. Artık emeklilik mücadelesi veren bir kişinin sesi sessiz bir çığlığa dönüşmüş durumda. Bu sesi ne devlet duymak istiyor, ne de istatistikler gerçeği ifade ediyor.
ENFLASYON FARKI AÇIKLANDI: RAKAMLARIN GERÇEĞİ YANSITMADIĞI ORTAYA ÇIKTI
TÜİK verilerine göre, 2025 yılının ilk beş ayı için açıklanan aylık enflasyon oranları şu şekilde:
Ocak: %5,03
Şubat: %2,27
Mart: %2,46
Nisan: %3,00
Mayıs: %1,53
Toplamda: %15,09’luk 5 aylık enflasyon farkı
Tahminlere göre Haziran ayı enflasyonu %1 ila %1,5 arasında olacak. Bu da toplam 6 aylık enflasyon farkının %16 ila %17 civarında olmasını bekleniyor.
EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞIYLA AÇLIK SINIRININ ALTINDA YAŞAMA ÇABASI
Türkiye’de günümüzde en düşük emekli maaşı 14.469 TL. Bu maaşa %17 zam eklendiğinde, maaş yaklaşık olarak 17.000 TL seviyesine ulaşacak. Ancak buradaki sorun şurada:
Açlık sınırı 26.000 TL’nin üzerinde
İstanbul gibi büyük şehirlerde ortalama kira 25.000 – 30.000 TL arasında
Temel gıda fiyatları yıl başından bu yana %40’ın üzerinde arttı. Yani devletin yaptığı “zam” sadece emeklinin zorluklarını bir sonraki aya ertelemekten başka bir şey değil.
HAYAT MÜCADELESİ VEREN EMEKLİLER
Artık emekli insanlar sosyal bir birey olmaktan çıkarılarak yalnızlaşmış, unutulmuş ve susturulmuş bir modele itilmektedir. Artık sinemaya gitmek, çocuğa harçlık vermek, torunla vakit geçirmek lüks haline gelmiştir.
Bazıları yalnız yaşıyor ve kombiyi çalıştıramıyor.
Bazıları eşine bakmakta zorlanırken temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor.
Bazıları kira ödeyemediği için maaşın tamamı ev sahibine gidiyor.
Bir zamanlar ülkeye hizmet eden bu insanlar, şimdi kamusal yaşamdan dışlanmış, yalnızlığa terk edilmiş durumdalar. Ve toplum da bu manzarayı kabullenmek üzere.
EYT-EF: Sessiz Çığlığa Ses Vermek İçin Mücadele Ediyor
Emeklilikte Yaşa Takılanlar ve Emekliler Federasyonu (EYT-EF) sadece emeklilik yaşını değil, emeklilik onurunu da savunuyor. Türkiye’nin dört bir yanında düzenledikleri etkinlikler, protestolar, basın açıklamaları ve sosyal medya kampanyalarıyla emeklilerin seslerini duyurmak için mücadele veriyorlar.
Federasyonun talepleri açık ve nettir:
En az 30.000 TL seyyanen zam
Mutlaka intibak düzenlemesi
Tüm emeklilere barınma ve sağlıkta pozitif ayrımcılık
Çünkü EYT-EF’nin belirttiği gibi:
“Biz yıllarca çalıştık. Vergilerimizi ödedik. Hakkımızı istiyoruz. Yaşamak istiyoruz!”
SEYYANEN ZAM OLMADAN BU SEFALET ARTMAYA DEVAM EDECEK
Yüzdelik zamlar, en düşük gelir grubundaki emekliyi daha da zor duruma sokuyor. Bugün 20.000 TL maaş alan bir emekli %17 zamla 23.400 TL alırken, 10.000 TL maaş alan sadece 11.700 TL alıyor. Bu durum gelir uçurumunu derinleştiriyor.
Bu yüzden seyyanen zam, ekonomik dengeyi korumanın yanı sıra vicdan dengesini de sağlar.
30.000 TL gibi asgari bir zam, enflasyona ezilen tüm emekliler için bir kurtuluş olabilir.
İNTİBAK YASASI: ADALETİN OLMAZSA OLMAZ KOŞULU
Aynı prim, aynı gün, aynı yıl çalışılmış ama farklı maaşlar alınmıştır. Bu durum sosyal güvenlik değil, kurumsal adaletsizliktir. Bu adaletsizlik ancak intibak düzenlemesiyle giderilebilir.
Intibak yasası çıkmadığı sürece:
2000 sonrası emekli olanlar ezilmeye devam edecek
Aynı primle farklı maaş alanlar arasında sosyal huzursuzluk artacaktır
Emeklilik sistemi güven kaybına uğrayacaktır
EMEKLİLER GELECEĞİMİZİ TEMSİL EDER
Bir ülke, emeklisine nasıl davranıyorsa, geleceğini de öyle şekillendirir. Eğer bir emekli pazarda etek kokusuyla yetiniyorsa, çocuklarına yük olmamak için çırpınıyorsa, torununa harçlık veremediği için içine kapanıyorsa, bu toplum sadece yoksullaşmıyor; vicdanını da yitiriyor.
Haftalık olarak pek çok emekliyle görüşüyorum. Bu dosyalarda sadece rakamlar, sigorta kodları ve hizmet belgeleri değil, bir ömür var.
Bir madencinin nasırlı elleri,
Bir öğretmenin yıllarca karneler dağıttığı kalemi,
Bir hemşirenin gece nöbetlerinden kalan yorgunluğu var.
Bu insanlar sadaka değil, şükran ve destek hak ediyorlar.
TÜFE değil, yaşam hakkı verin!
Seyyanen zam hemen şimdi!
Intibak düzenlemesi gecikmeden hayata geçsin!
Bu bir ekonomik istek değil, bu bir insanlık çağrısıdır.