Rusya bundan iki yıl önce Ukrayna’yı işgal etti. 24 Şubat 2022’de başlayan savaş yakın zamanda bitecek gibi görünmüyor. Peki bu süreçte Batı’nın desteği azaldı mı, Türkiye için bu savaş nasıl sonuçlanmalı? Güvenlik Analisti Burak Yıldırım ile konuştum…
Burak Yıldırım
1-Ukrayna-Rusya savaşının üzerinden 2 yıl geçti. İki taraf ve müttefikleri için barış zemini bir türlü oluşmadı, neden?
İki tarafın barış şartları birbirleriyle tamamen karşıt gelecek projeksiyonuna sahip. Rusya Ukrayna’nın teslim olmasını; Kırım, Donetsk ve Luhansk gibi bölgelerin Rusya’ya ilhakını; Ukrayna’nın AB ve NATO üyeliğinin hukuki olarak mümkün olamayacağı yasal güvenceler talep ediyor. Ukrayna ise yasal sınırlarını geri talep ediyor ve kendi geleceğiyle ilgili kararlarını kendisi vermek istiyor. İki taraf da savaşa devam edebildiği için karşıtının şartlarını henüz kabul etmek zorunda değil. Askeri düğüm çözülmediği için siyasi bir sonuç da ortaya çıkamıyor.
2-Rusya askeri açıdan bu süreçte nasıl etkilendi?
Eğitim, teçhizat, doktrin gibi doğrudan askeri niteliğe sahip konularda çağın çok gerisinde kaldığı ortaya çıktı. Kendi savunma sanayisini idame ettirmek için başta Fransa olmak üzere Batı üretimi alt sistemlere bağımlı olduğu ortaya çıktı. SSCB’den sonra hiçbir makro değişikliğin yapılmadığı belli oldu. SSCB sonrasında da SSCB’yi yıkıma götüren olumsuz geleneklerin takip edildiği belli oldu. Rus ordusunun yetenekli liderler yerine rejime sadık askerlerin yükselebildiği bir ordu olduğu ifşa edildi. Rusya’nın personel ve ekipman kaybı Ukrayna’nın 5 katına ulaştı ve bunu telafi etmesi çok uzun yıllar alacaktır.
3-Ukrayna için aynı soruya nasıl cevap verirsiniz?
Ukrayna 2014’te neredeyse tek kurşun atmadan Kırım’dan çekildi ve Donbass bölgesindeki sözde ayrılıkçılar kolayca hakimiyet sağladılar. 2014’e kadar SSCB sonrası Rusya’sına benzer bir yaklaşımı benimseyen Ukrayna ciddi bir değişikliğe gitti. 2014-2022 yılları arasında Polonya, Litvanya ve ABD tarafından destek alan Ukrayna, savaşın başlamasıyla birlikte Batılı askeri harekat tarzına adapte olabildi. Ukrayna henüz askeri kapasitesinin sınırlarına ulaşmadı, 2024 yılı içinde kullanmaya başlayacağı F16’lar gibi yeni sistemlerle taarruz kapasitesini arttırabilecektir. Ukrayna çok ciddi yeni askeri yetenekler kazandı ve donanması olmamasına rağmen Rus Karadeniz donanmasının muharip unsurlarının en az yarısını savaş dışı bırakabildi.
4-Batı tarafından Ukrayna’ya ciddi bir yardım gitti. Ama şimdi yardım akışının azaldığını görüyoruz. Bu bize Batı’nın Ukrayna-Rusya savaşına bakışı hakkında ne söylüyor?
Batı kamuoyunda yakın zamanda sıklıkla ifade edilen “Ukrayna Yorgunluğu” kavramı henüz belirleyici olmaktan uzak. Batı dünyası hala Ukrayna’ya destek verilmesinden yana ve sadece Avrupa Birliği 50 milyar Euro’luk bir yardım paketini çok kısa bir süre önce onayladı. Batı siyasi elitlerinin hedefleriyle kamuoyunun beklentisi arasında bir makas var ve bu durumu siyasi elitler de şeffaf bir şekilde izah edemiyorlar. Ukrayna’nın geç başlayan karşı taarruzunun başarısız olması elbette bazı tereddütler doğurdu ancak Batılı kurmayların çözüm üretmek için seçenekleri Rusya’ya göre daha fazla.
5-Trump Kasım’daki seçimlerde Beyaz Saray’a geri dönerse ABD’nin desteği kesilir mi?
Trump’ın bu savaşı iç siyasi malzeme olarak kullanması ve enflasyondan zarar görmüş seçmenleri konsolide etmeye çalışması beklenen bir yaklaşımdı. Şimdi de Ukrayna savaşıyla ilgili çıkışlar yaparak bu sorunu çözme adına sözde bir yöntem öneriyor. Ancak esasında Trump’ın hedefi Batı’daki ülkelerin ABD askeri endüstrisinden daha büyük alımlar yapmasını sağlamak. Özellikle NATO üyesi ülkelerin ABD’den yeterince alım yapmadıkları takdirde askeri destek göremeyeceklerine dair bir şantaj dili kullanan Trump, bu sayede istihdam ve gelir artışı hedefliyor. Bu durumda Ukrayna’ya verilen desteğin tümden kesilmesi de olasılıklar içinde gözükmüyor.
6-Batılı ülkelerin Rusya’ya yaptırımları Rusya’da beklenen etkiyi yaptı mı?
Rus ekonomisi ruble cinsinden büyümeye devam etti ancak hammadde ve enerji ihracatına daha bağımlı hale geldi. Rus halkının alım gücü ve yaşam kalitesi net bir şekilde düştü. Batılı ülkelerden ithal ettiği alt sistemlere bağlı olan askeri endüstrisi ise kalite ve yetenek kaybını göze alarak üretimi arttırmayı tercih etti. Nihayetinde savaştan öncesine göre önemli kayıplar veren bir Rusya tablosuyla karşı karşıya olsak da Rusya savaşa devam edebilmenin bir yolunu buldu.
Ukraynalılar savaşın ikinci yıldönümünde Kiev’deki Bağımsızlık Meydanı’nda toplandı, barış istedi…
7-Rusya’nın Ukrayna’nın tamamı üzerindeki hedefleri değişti mi?
Putin’in Ukrayna politikasını dayandırdığı tarih anlatısındaki ısrarı ve Ukrayna’nın varlığını reddeden anlayışı bir hedef değişikliği izlenimi vermiyor. Ancak bu hedeflere ulaşması da kimsenin razı olabileceği bir senaryo değil. Rusya’nın problemi sonuç alabilecek bir harekat konseptine sahip olmaması. Askeri önderliğinin, kurmay kadrosunun aşırı politize olması nedeniyle liyakat ekseninin çok zayıf kalması doğru harekat tarzı geliştirilmesine engel oluyor. Manzaranın tanıdık olmasını ayrıca tartışmak gerekiyor.
8-Bu savaşın bölgeye yayılmasından hep çok endişe duyuldu, bu endişe devam ediyor mu, savaş yayılabilir mi?
Savaşın yayılmasından kastımız Kaliningrad’la fiziken birleşme ihtimaliyse bu NATO ile Rusya arasında topyekun bir savaş anlamına gelir. Rusya’nın böyle bir savaşı idame ettirebilecek kapasitesi bulunmamaktadır. Nükleer silah envanterinin ihtiyaç duyduğu yıllık bakım masrafı ise tüm savunma bütçesinin üstündedir, bu silahların ne kadarının harbe hazır olduğu da şüphelidir. Ancak savaş başka yerlere çoktan yayıldı; Karabağ’da Azerbaycan bir fırsat penceresi buldu, İsrail de daha güneye uzanacak bir savaşa oldukça hevesli. Orta Doğu’daki gelişmeler de bu tür çatışma pratiklerinden bağımsız değil.
9-İnsan hakları ihlalleri açısından değerlendirdiğinizde nasıl bir okuma yaparsınız?
İki ülkenin de insan hakları karnesi zayıf. Rusya savaş hukukunu çiğnemekte daha az tereddüt eden taraf. Ukrayna’da ise savaştan zenginleşenler özellikle askere alma süreçleriyle ilgili haklı itirazları baskılıyorlar. Birçok yerleşim yeri haritadan silinmiş durumda. İki tarafında kullandığı FPV drone’lar savaş hukukunu ciddi anlamda ihlal ediyor. Sivillere yönelik cinayet, tecavüz ve yağma iddiaları gündemden düşmüyor. Savaşın olduğu her yerde hukuk her zaman çiğnenir. Hiçbir ordu tamamen şövalye ruhlu personellerden oluşmaz. Savaşı bir seçenek olarak değerlendiren herkesin bu tabloyu iyi okuması gerekiyor.
10-Türkiye, bu savaşta doğru konumlandı mı?
Türkiye’nin çıkarına olan sonuç bu savaşın bir an önce Ukrayna lehine bitmesidir. Karadeniz’de Rus varlığının artması Türkiye’nin her zaman aleyhinedir. Bu nedenle Kırım’ın Ukrayna’ya ait olması Türkiye için müzakereye açık değildir. Ancak Türkiye iktidarın içte ve dışta takip ettiği hatalı politikalar nedeniyle Rusya’ya karşı açmazlarını aşamamıştır. Hatta Rusya’ya karşı mesafesini azaltıp bu sayede seçim öncesinde önemli miktarda sıcak para girişi sağlamıştır. Türkiye Suriye’de iç savaşı bitirebilecek ölçüde bir fırsat penceresi de yakalamıştı ancak bunu da değerlendiremedi. Tahıl anlaşması gibi diplomatik başarılarından da yeterince faydalanamadı.